BASKETBOLUN TARİHCESİ
Basketbol, basket (sepet) ve ball, (top) kelimelerinin birleşimi ve Türkçe’ye çevirisi ile “sepet topu” anlamını taşıyor. Sepet Topu, yani basketbol, bulucusu veya orta çıkaranı olan Dr James Naismith tarafından isimlendirilmiş.
Bugün tüm dünyada milyonlarca insanı peşinden sürükleyen en önemli ve en büyük spor dallarından biri olan basketbolun tarihi aslında çok uzun yıllar öncesine, hatta 1890’lı yallardaki icadından da öncesine dayanıyor. Kristof Colomb’un Amerika’yı keşfinden önce Güney Amerika’nın yerlilerinden olan “Mayas” kabilesi arasında da basketbola çok benzeyen “Tlahiotenie” adıyla bir oyun oynandığı ve bu Tlahiotenie’nin Mayas kabilesinin milli oyunu olduğu tespit edilmiş. Basketbolun anavatanı, ortaya çıkışı ve yaygınlığı göz önünde bulundurulduğunda Amerika olarak kabul edilse de “basketbolun babası” diyebileceğimiz ve basketbolun mucidi olarak kabul edilen Dr.James Naismith, aslen bir Kanada’lı. Uzun yıllar Amerika’da spor eğitmenliği yapan Naismith’in, Mayas kabilesenin oynadığı Tlahiotenie oyunundan esinlenerek “sepet topu” oyununu ortaya çıkardığı düşünülmekte.
MAYAS KABİLESİNDE OYUN TARZI BİRAZ FARKLI
Güney Amerika’da yerleşik Mayas kabilesi ile ilgili günümüze gelen kalıntılardan edinilen bilgilere göre, bu sportif kabilede basketbol biraz daha farklı tarzda veya daha çok fiziki güce dayalı oynandığı söylenebilir. Bugünkü Basketbol oyun alanının en az 5 misli büyüklükte bir sahada mermerden yapılmış duvarlar üzerine yerden yaklaşık 4 metre yüksekliğe yere paralel değil, dik olarak sabitlenmiş ve yarım metre çapındaki çemberlerle oynanan Tlahiotenie oyunu bugünkü basketbol sporundan daha zor şartları içinde barındırıyormuş.
MAYAS’LAR MERMER ÇEMBERE, NAISMITH SEPETE ATMIŞ TOPU.
Mayas kabilesinin Tlahiotenie oyunundan esinlediği düşünülen Dr. James Naismith, Amerika’nın Sprinfield eyaletinde beden eğitimi öğretmenliği yaparken uzun yıllardır hayalinde yaşattığı bu sportif oyuna son şeklini verir. Spor Salonunun karşılıklı duvarlarına asılan tahtadan yapılma sepetlere topu sokma esasına dayalı olan bu oyun, ilk olarak atlet ve beyzbolculara iyi bir kış antrenmanı olarak tasarlanır. Duvara asılı sepetlere topu atma hedefinden dolayı da Naismith oyununa “sepet topu” anlamına gelen basketbol’u seçer.
KISA SÜREDE TÜM AMERİKA’YA YAYILDI, FRANSA’DA BEĞENİLMEDİ.
1892 yılında Springfield eyaletinde doğan basketbol sporu kısa sürede Amerika’nın dört bir yanına yayılır ve iki sene içinde Amerika’daki okulların başlıca spor dallarının arasına girer. Liselerde ve Üniversitelerde gençler tarafından oldukça yoğun ilgi gören basketbol semtlerdeki jimnastik salonlarına kadar girerek taraftar kitlesini daha da arttırır. Amerika’lılar tarafından çok sevilen basketbol için en önemli adım ise 1897 yılında atılır. Ülkelerinde yeni doğan bu spor için milli bir şampiyona organize eden Amerika’lılar böylece bu sporun kıtada daha da yaygınlaşmasını sağlar. Basketbol, doğumunun henüz birinci yılını doldurmadan ise bu kez Avrupa’ya sıçrar. Futbolun da yeni yeni oynanmaya başladığı Avrupa’daki ilk basketbol deneyimi Fransa’da yaşanır.. Paris’de bir spor salonunda deneme amaçlı oynanan maçta basketbolu beğenmeyen ve sevmeyen Avrupa’lılar bu spor dalını çabuk unutarak tarihe gömerler. Amerika’nın bu yeni spor dalını diğer dünya ülkelerine sergilemeleri ise 1904 yılında olur. Bu yıl da düzenlenen St Louis Olimpiyat oyunlarında basketbola gayri resmi olarak yer veren Amerika’lılar kulüp takımları arasında düzenledikleri maçlarla basketbolu diğer ülkelere de tanıtırlar. Bu olimpiyat oyunlarından sonra ise Amerika’nın en büyük salonlardından biri olan New York’taki Madison Square Garden kapılarını basketbola açar.
AVRUPA’LILARIN BEĞENMEDİĞİ BASKETBOL UZAKDOĞU’DA HASTALIK OLDU
1904 yılında Amerika’da yapılan Olimpiyat oyunlarına uzaklık nedeniyle çok fazla ülke katılmasa da Basketbol’un şöhreti uzakdoğu’ya kadar yayılır. 1913 yılında ilk kez düzenlenen bir basketbol turnuvasında Filipin birinci olurken, Çin’de ikinciliği alır. Avrupa’da ise basketbolun sevilmesi askerler aracılığı ile olur. Birinci Dünya Savaşında sık sık diğer ülkelerin askerleri ile basketbol maçları yapan Amerika’lı askerler bu sporun Avrupa’da sevilmesinde başrolü oynarlar. Bunun sonucu olarak 1919 yılında Paris’te İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Amerika’lı askerlerin katılımıyla ilk kez basketbolda uluslar arası bir turnuva düzenlenir. Amerika’nın kazandığı bu turnuvayı 1922 yılında yine Fransa’da düzenlenen ilk uluslar arası bayan basketbol turnuvası izler.
FİBA KURULUYOR.
Atlet ve Beyzbolcuların kış antrenmanı için geliştirilen ancak kısa sürede geniş bir çevrede sevilerek uygulanan Basketbol’da uluslar arası bir federasyon ihtiyacı 1932 yılında giderilir. Arjantin, Çekoslavakya, İtalya, Letonya, Portekiz,Rolanya ve İsviçre bir araya gelerek Uluslar arası Basketbol Federasyonu FIBA’yı kurar ve ilk başkanlığa da İsviçre’li Leon Bouffard getirilir. Fiba’nın kuruluşunun ardından ise ilk Avrupa Şampiyonası 1935 yılında Cenevre’de düzenlenir ve birinciliği Letonya, ikinciliği İspanya, üçüncülüğü ise Çekoslavakya kazanır.
İLK OLİMPİYATLAR VE İLK DÜNYA ŞAMPİYONASI
Daha önce Amerika’lıların 1904 St Louis Olimpiyatlarında gayri resmi olarak olimpiyatlara koyduğu basketbol branşı, bu kez 1936 yılında resmi olarak olimpiyat oyunlarında yer alarak olimpik spor ünvanına sahip olur. Berlin’de düzenlenen olimpiyat oyunlarına her ne kadar damgasını Adolf Hitler ve Amerika’lı atlet Jesse Owens vursa da Basketbol ilk kez yer aldığı olimpiyat oyunlarında taraftar kitlesini biraz daha arttırır. Bu tarihten itibaren olimpiyat sporu ünvanını alan Basketbol ilk Dünya Şampiyonasını düzenlemek için 1950 yılına kadar beklemek zorunda kalır. Araya giren ikinci dünya savaşı ile diğer spor branşlarında olduğu gibi gerileme yaşayan Basketbolda, dünya savaşından sonra ilk Dünya Şampiyonasını Arjantin’de düzenliyordu. Buenos Aires’de organize edilir ve ilk dünya şampiyonu ünvanını final maçında Fransa’yı 66-41 mağlup eden Arjantin alır.
TÜRKİYE’DE BASKETBOL
Amerika’da başlayarak yavaş yavaş tüm dünyaya yayılan basketbol ateşinin ülkemize gelmesi ise çok geçmeden olur. Amerikalılar 1904 yılında St.Louis Olimpiyatlarında gayri resmi olarak düzenledikleri basketbol turnuvası ile bu sporu dünyaya tanıtmaya çalışırken, Türkiye’de ilk basketbol müsabakası aynı tarihte İstanbul Robert Koleji Spor Salonunda oynanır. Robert Koleji Beden Eğitimi öğretmeninin girişimleri ile yapılan basketbol müsabakaları bu öğretmenin ülkesine dönmesi sonucu 1911 yılına kadar raflara kalkar. Bu tarihte Galatasaray Lisesinde Beden Eğitimi Öğretmeni olan Ahmet Robenson tarafından yeniden canlandırılan basketbol, bir maçta tüm oyuncuların sakatlanması ile yeniden hem kalplerden hem salonlardan ırak kalır.
İLK BASKETBOL FAALİYETİ FENERBAHÇE’DE
Bugüne kadar gelen kayıtlara göre kulüp bazında basketbol çalışmaları yapan ilk kulüp Fenerbahçe’dir. 1907 yılında kurulan Fenerbahçe kulübü basketbol şubesini de 1913 yılında açar. 1920 yılında yapılan girişimler sonucunda daha bilinçli oynanmaya başlayan basketbolda ilk ciddi karşılaşma 1921 yılında Cağaloğlu Öğretmen Lisesi Bahçesinde Amerika ile Türkiye arasında oynandı ve Amerika’lılar bu maçı 18-14 kazandı.
İSTANBUL LİGİ KURULUYOR
Türkiye’de de önemli bir taraftar kitleine sahip olan basketbol’un ilk lig müsabakaları 1927 yılında başlar. İstanbul Basketbol Mıntıkası takımının kurulması ve bu takımın öncülüğünde düzenlenen İstanbul Ligi Kurtuluş, İstanbul Maccabi, Barkhoba, Beyoğluspor, Protkeba ve İtalyan Kartal takımlarından oluşur ve Maccabi takımının rakiplerine mutlak bir üstünlüğü vardır. 1933 yılında kurulan Türk Spor Kurumu öncülüğünde resmi müsabakalar oynanmaya başlar ve ilk yıllar Galatasaray takımının üstünlüğünde geçer.
İLK TÜRKİYE ŞAMPİYONASI ve İLK DEPLASMANLI LİG
Sadece illerde lig birinciliği statüsünde oynanan Basketbol 1946 yılında o zamanki adıyla Spor Oyunları Federasyonu Başkanlığına getirilen Vedat Abut tarafından Türkiye Şampiyonasına çevrilir. İstanbul, İzmir ve Ankara takımlarının katılımı ile düzenlenen ilk şampiyonada Beykoz ilk Türkiye Şampiyonu olarak tarihe geçer. 1966 yılında ise Türk basketbolu yeni bir çehreye kavuşur. Faik Gökay Başkanlığındaki Basketbol Federasyonu tarafından hazırlanan bir talimatla ilk kez Deplasmanlı Basketbol ligi uygulanmaya başlar ve Alınordu Deplasmanlı ligin ilk şampiyonu olur.