Led Zeppelin

Led Zeppelin olağanüstü bir hard rock grubuydu. Sadece blues'u inanılmaz sesli çalmaları değil mitoloji , mistisizim ve birçok farklı kültürden olguyu müziklerine katmalarıydı aynı zamanda. Çok nadir röportaj yaparlardı çünkü müzikleri zaten grubu temsil ediyordu. Genellikle seyirciyle ya albümlerde yada konserlerde buluşuyorlardı. Birçok grubun aksine Led Zeppelin albüm konseptini her zaman korumayı seçti. Tek tek albümden başarılı şarkıyı single olarak piyasaya sürmek onların tarzı değildi. Bu şekilde yaptıkları müziği en iyi halde yaptılar ve dallarında mükemmel sound'u yakalamayı başardılar.

Led Zeppelin the Yardbirds'ün küllerinden doğdu. Jimmy Page son albümleri olan 1967'deki Little Games'de merkez bir rol oynuyordu ki John Paul Jones ile birlikte değişik tel ayarlamaları deniyorlardı. 1967 yılı sırasında the Yardbirds deaktif durumdaydı. the Yardbirds geleceklerine karar vermeye çalışırken , Page 1967 yılında çalışmalarına başladı. 1968 baharında Jones'un ayarladığı Donovan'un Hurdy Gurdy Man'de yer aldı. Çalışmalar sırasında Jones Page ile gelecekte her projesinde çalışmak istediğini belirtti. Page'de tahmin ettiğinden önce bir grup kurmak zorunda olduğunu anladı. 1968 yazında the Yardbirs üyeleri Keith Relf ve James McCarty grubu terkederken , Page ve bassist Chris Dreja'ya grubun isim hakkıyla beraber gelecek bir turnede yerlerini doldurma görevini bıraktılar. Page bir vokalist ve baterist aramaya başladı. Terry Reid'i vokal Procol Harum'un bateristi B.J. Wilson'ı da bateriye almayı istiyordu ancak her iki müzisyende müsait değildi. Reid , Page'e Hobbstweed isimli grubun vokalisti Robert Plant ile temasa geçmesini söyledi.

Plant'in şarkı söylemesini dinledikten sonra Page Plant'in gruba katılmasını 1968 Ağustos'unda istedi aynı ay içinde Chris Dreja yeni projeden atıldı. Dreja'nın ayrılmasından sonra John Paul Jones gruba bassist olarak katıldı. Plant Page'e eski grubu the Band of Joy'un baterist'i olan John Bonham'ı işe almasını tavsiye etti. Diğer gruplarında Bonham'a daha fazla ücretli iş teklif etmesinden dolayı Dunham'ı gruba katmaları biraz zorlu oldu. Eylül ayında Bonham gruba katılmayı kabul etti ve grubun ismi the New Yardbirds olarak değişti ve grup the Yardbirds'ün daha önceden ayarlanmış konserlerini Eylül sonlarında yerine getirdi. Bir sonraki ay ilk albümlerini 30 saatin altında bir sürede hazırladılar. Ekim ayında ayrıca grubun ismini Led Zeppelin olarak değiştirdiler. Grup Atlantic Records tarafından sene sonundan önce kontrata bağlandı. 1969 başlarında Led Zeppelin ilk Amerika turuna çıktı , ki bu turne çıkacak albümlerinin tanıtımına katkıda bulundu.Albümün piyasaya sürülmesinden iki ay sonra Led Zeppelin Amerika Top Ten listesine girdi. 1969 yılında grup devamlı turnelerde Amerika - Ingiltere arasında dinlenmeden melik dokudu. Turne sırasında ikinci albümleri olan Led Zeppelin II yi kaydettiler ki bu albüm piyasaya 1969 Ekim'inde çıktı. Alışıldığı gibi Led Zeppelin ani bir hit oldu 2 ay içinde listelere girdi ve 7 hafta 1 numara olarak kaldı. Albüm Led Zeppelin'le uluslararası konserler düzenleme imkanı verdi ve grup dinlenmeden konser vermeye devam etti. Led Zeppelin'in sound'u üçüncü albümleri olan Led Zeppelin III ile derinleşmeye başladı. 1970 Ekim'inde piyasaya sürülen albüm Ingiliz folkleri etkileri taşıyordu. Grubun mitoloji ve kültürel folklere olan düşkünlüğü grubun 4. albümünün Kasın 1971 de ortaya çıkmasına yol açtı. Led Zeppelin IV grubun müzik olarak birbirine en zıtlıklar içeren albümüydü. Albüm Black Dog gibi rock şarkıları içerirken The Battle Of Evermore gibi fantastik şarkılar , Stairway to Heaven gibi ikisinin arasınında köprü vazifesi gören farklı şarkılar içermekteydi. Stairway to Heaven çıkmasıyla bir radyo hiti haline geldi ki aynı zamanda Radyo tarihinde en çok çalınan şarkı oldu. Stairway to Heaven hiçbir zaman single olarak yayınlanmadı. Buna rağmen albüm Amerika'da hiçbir zaman 1 numaraya ulaşmadı ama Led Zeppelin IV en çok satan albümleri oldu ve sonraki 25 yıl içinde 16 milyon kopya sattı.

Led Zeppelin hem Led Zeppelin III hem de Led Zeppelin IV u desteklemek için turlara katıldılar ama bir önceki seferden çok daha az showda çaldılar. Buna karşın daha kalabalık kişilere karşı çalmaya başladılar. 1972 turu tamamlandığında grup sahne ışıklarından çekilip 5. albümlerini hazırladılar. 1973 Baharında piyasaya sürülmesiyle funk ve reggae etkileri bulunan Houses of the Holy grubun müzik deneyimini devam ettirdi. House of the Holy'nin başarısı rekor kıran bir Amerika turuna yol açtı. 1973 turu sırasında box office rekorlarını kırdılar ki bir önceki rekor the Beatles a aitti. Grubun Temmuz ayında Madison Square Garden'da verdiği konser daha sonra 3 yıl sonra piyasaya sürülen The Song Remains The Same isimli filmde kullanılmak üzere görüntülendi. 1973 turundan sonra Led Zeppelin sakin bir yıl geçirdi ve 1974 yılında yeni bir albüm çıkartmadılar hiçbir konserede çıkmadılar. Buna rağmen Swan Song isimli kendi müzik şirketlerini kurdular. Swan Song grubun çalışmalarının yanısıra Dave Edmunds , Bad Company , the Pretth Things ve daha başka birçok sanatçıya albüm yaptı. Physical Graffiti 2'li albüm 1975 Şubat'ında piyasaya sürüldü. Bu albüm Swan Song tarafından çıkarılan ilk Led Zeppelin albümüydü. Albüm anında başarı getirdi ve hem Amerika hem Ingiltere listelerinde bir numaraya oturdu. 1975 yılında Led Zeppelin büyük bir Amerika turu organize etti ama Rodert Plant'in Yunanistan'da tatildeyken karısıyla tatildeyken geçirdiği trafik kazası bütün planları altüst etti. Tur iptal edildi ve Plant senenin geri kalanını hastanede iyileşme döneminde geçirdi.

Presense ile 1976 baharında Led Zeppelin tekrar hayata döndü. Albüm hem Amerika hem Ingilterede 1 numara olmasına rağmen albümle ilgili yorumlar pek sıcak değildi ki 1976 da yayınlanan The Song Remains the Same'den daha kötü eleştiriler aldığınıda söyleyebiliriz. Grup 1977 baharında Amerika'ya döndü. Birkaç ay turda geçtikten sonra Plant'in 6 yaşındaki oğlu Karac mide zehirlenmesinden vefat etti. Led Zeppelin hemen turu iptal etti ve turun ne zamana ertelendiğine dair tek kelime etmediler ki buda grubun geleceği üzerine spekülasyonların doğmasına yol açtı. Bir süreliğine herkes Led Zeppelin'in dağıldığını düşünüyordu. Robert Plant 1977 yılının geri kalanını ve 1978'in büyük kısmını matemde geçirdi. Grup yeni albümlerini 1978 yaz sonlarına doğru ABBA'nın Isveç'teki Polar Studyolarında yapmaya başladı. 1 yıl sonra grup kısa bir Avrupa Turu verdi ve Isviçre , Almanya , Hollanda , Belçika ve Avusturya'da çaldılar. 1979 Ağustos'unda Led Zeppelin Knebworth'te iki büyük konser verdi bu konser Ingiltere'deki son perfonmanslarıydı.
Grubun çıkması geciken sekizinci albümü In Through the Out Door 1979 Ekim'inde piyasaya çıktı. Hem Amerika hem Ingilterede albüm 1 numaradan listelere girdi. Mayıs 1980'de grup son Avrupa turları için gemiye bindi. Ekim ayında grup Jimmy Page'in evinde yeni Amerika Turları içi hazırlık yaptı. 25 Ekim'de John Bonham bir günlük içki maratonu sonrasında yatağında ölü olarak bulundu. Kendi tükürüğü içinde boğulmuştu. 1980 Aralığında Led Zeppelin Bonham olmadan devam edemeyeceklerinden dolayı grubu dağıttıklarını açıkladı.

Ayrılmanın ardından bütün grup üyeleri kariyerlerine yanlız olarak devam etti. John Paul Jones yapımcılığa döndü ve son olarak solo albümü olan Zooma'yı 1999'da yayınladı. Death Wish II'nin soundtrack'ini yapan Jimmy Page 1982 yılında çıkardığı Coda ile devam etti. Aynı yıl Robert Plant solo kariyerine Pictures at Eleven albüm ile devam etti. 1984 yılında Plant ve Page Honeydrippers'da olan all-star oddies organizasyonu için bir araya geldi. Plant solo kariyerine devam ederken Page , Bad Company solisti Paul Rogers ile the Firm'ü kurdu. 1985 yılında Led Zeppelin Live Aid'de çalmak üzere tekrar bir araya geldi ama devamlılığı olmadı. 1988 senesinde grup Atlantic Record'un 25. yaş gübü konserinde beraber çaldı. 1989 senesinde Page grubun eski eserlerini tekrar bir araya getirdi. 4 diskten oluşan albüm en çok satanlar listesine girdi. Bunu takiben 6 disklik ikinci setde yayınlandı ve 10 diskten oluşan The Complete Studio Recordings ortaya çıktı.
1994 yılında Page ve Plant MTV Unplugged'da bir kayıt gerçekleştirmek için bir araya geldi ve No Quarter ismiyle 1994 Sonbaharında yayınlandı. Albüm platinium olmasına rağmen satışlar Led Zeppelin'in tekrar bir araya geldiği düşünüldüğünde yeterli miktarda kalmadı.Bir sonraki sene Page ve Plant başarılı bir uluslararası turneye çıktı ki bu turne 1998 yılında yayınlanıcak yeni studyo kayıtlarını doğurdu. Walking Into Clarksdale'in yapımcılığını Steve Albini üstlendi. Şaşırtıcı derecede çok soğuk karşılanan bir albüm oldu ve Page ile Plant birlikteliklerini kısa bir süre sonra bitirdi. Bir kez daha kendi yollarında devam ettiler. Page the Black Crowes ile turneye çıkarken Plant solo kariyerine devam etti.

Discografia

Led Zeppelin I
Led Zeppelin II
Led Zeppelin III
Led Zeppelin IV
Houses of the Holy
Physical Graffiti
The Song Remains the Same
Presence
In Through the Out Door
Coda