Iowa’nin Des Moines köyünden gelen bir çok poser gruptan farklı olarak kendi müziğini yapan Iron Maiden, Kiss, Slayer dinleyerek büyümüş müzikleriyle Des Moines’u haritada gösterilebilecek hale getiren bir nefret makinasıdır Slipknot.
1996 yılında kaynak işinde çalışan Shawn Crahan ve arkadaşı Anders Colsefini tarafindan Slipknot fikri ortaya cıkar. Shawn, Paul Gray isimli arkadaşını denemek için L.A’dan cağırır. Daha sonra gruba Paul’ün eski grup arkadaşı(Anal Blast) Joey Jordison, Donnie Steele (Body Pit) ve Josh Brainiard (Modifidious) eklenir. Böylece grubun ilk kadrosu oluşur.(Shawn Crahan-perkusyon,Anders Colsefini-vokal, Paul Gray-bas, Joey Jordison-davul, Donnie Steele-gitar, Josh Brainard-gitar). Kasabalarında ve çevre köylerde çalmaya başladılar.
1996’nın yarısında ilk albümleri Mate Feed Kill Repeat’ı cıkardılar(Producter Sean McMahon). 1000 kopyayla sınırlı albüm kısa sürede tükendi. Albüm bölgesel radyolarda çalınmaya başlamıştı bile.
Anders’ın Painface’e gitmesiyle yerine Corey Taylor geldi. Corey’in gruba dahil olmasıyla herşey daha iyiye gitmeye başladı. Kıyafetler değisti, keçi amblemli tulumlar giymeye başladılar. Her biri ayrı renkte barkodlara ve rakamlara sahip oldu. Ve maskeler. Hepsi ayrı korkunçlukta maske takmaya basladi. Kendileri, bunun muziklerini daha iyi yansıttığını düşünüyorlar…
Corey’den sonra DJ Sid Wilson ve perkusyonist Cuddles da gruba dahil olur. Cuddles’ın da ayrılması uzun sürmez. Yerini Chris Fehn’e bırakır.
1997 yılında Sepultura(Roots), Korn ve Limp Bizkit için yaptıklarıyla adından bir hayli söz ettirmiş olan Ross Robinson yeni grup bir ararken, tavsiyeler üzerine Slipknot’ı yerinde izlemek üzere Iowa’ya gider, gösterdikleri canlı performanstan etkilenerek albüm yapma teklifinde bulunur. Bir çok büyük şirketten teklif almalarına rağmen (Epic, Mercury vs) Ross Robinson sayesinde Roadrunner Records bağlantılı I Am Records ile sözleşme imzalarlar ve Californiya-Malibu’da bulunan Indigo Ranch Stüdyoları’nda kayıtlara başlarlar.
Her şey güzel gitmektedir. Ancak Josh ailesinden ayrı kalamayacağını söyleyerek gruptan ayrılır. Onun yerine gelen James Root(Deathfront) gitara geçerek ‘Purity’yi çalar.
Kendi isimlerini taşıyan albüm 29 Haziran 1999’da piyasaya çıkar. Bu albümle büyük üne kavuşurlar. Aynı yıl içerisinde katıldıkları Ozzfest’de patlamayı yaparlar ve önceleri sadece bölge sınırları içerisinde kalan ünleri ülke sathına yayılır.
Albüm önce Altın Plak sonrada Platin Plak mertebesine erişir. Rolling Stone tarafından "Hakkında En Çok Konuşulan Grup" ilan edinildikten sonra Billboard Heatseekers listelerinde 1 numaraya çıkarlar. Bir buçuk yıl süren dünya turnesinden geri döndüklerinde bir çok Rock-Alternative radyosununda zirvesini ziyaret etmiş durumdadırlar. Hard Drive dergisi "Son On Yılın En İyi Canlı Performans Grubu", Kerrang! dergisi ise okuyucu oylarıyla "En İyi Uluslararası Canlı Performans Ödülü"nü layık görür Slipknot’a.
Slipknot’ın bu kadar konuşulmasına şaşmamak gerekir. Cünkü gerçekten etkileyici ve orjinal sahne şovlarıyla seyirciyi coşturuyorlar. Shawn’ın bu konuda ise şöyle bir açıklaması var ; "Sahneye çıkmadan önce biliyoruz ki bu birilerinin bizi izlediği ilk konser ve bu nedenle mümkün olduğunca akılda kalıcı olmasını sağlamaya çalışıyoruz."
28 ağustos 2001 tarihinde Iowa albümü I Am Records’dan çıktı. Slipknot bu albümle de müziğini kanıtladı.Bu albümden de People=Shit, Left Behind, Heretic Anthem gibi hitler çıkardı.
Bu kadar hit çıkaran ve altın çağını yaşayan Slipknot’ın elemanları kendi yan projelerinde de uğrasmaya başladılar. Joey Statix-X’in gitaristi Tripp Eisen ile Murderdolls grubunu kurdu. Corey Stone Sour grubunda vokaline devam etti(Jim Stone Sour da da çalıyor).
Slipknot 3 yıl aradan sonra 24 mayıs 2004 tarihinde Road Runnerrecords etiketi altında 4. albümünü çıkararak bir patlama daha yaptı. Subliminal Verses adlı albümde Duality, Pulse of the Maggots gibi şarkılarla yine hayran kitlesini coşturdu. Halen daha turnelere devam ediyorlar.